Bodrum’da Günümüz Tekne Yapımcılığının Gelişimi
Tekne yapımcılığı tekrar başlamadan önce de Bodrum’da nakliye, balıkçılık ve süngercilik yapan çok sayıda tekne vardı ama bunların kaynağı Bodrum değildi. Bir kısmı Yunanistan’dan satın alınmış Yunan ve nadiren de İtalyan tekneleriYdi, bir kısmı da Giritli göçmenler tarafından yanlarında getirilmişti. Bir önemli kaynak da, hem İkinci Dünya Savaşı sırasında hem de savaştan önceki yıllarda Türkiye’nin karasularına yasal olmayan şekillerde girdikleri için el konulmuş ve daha sonra satışa çıkarılmış, çoğu Yunanistan kökenli teknelerdi. Bunların dışında bir tekne yapımı söz konusu değildi bu yıllarda. Bodrum’da tekne yapımcılığının başlaması, yerleşmesi ve Bodrum Guleti’nin ortaya çıkması üç aşamada gerçekleşmiştir. Birinci aşama Nami’nin Mehmet’in tekne yapımcılığını başlatması, ikinci aşama Ziya Güvendiren’in tekne yapımcılığını tam anlamıyla yerleştirmesi ve ilk guleti yapması ve üçüncü aşama da Ziya Güvendiren’in kalfalarının başta gulet olmak üzere tekne yapımcılığını Türkiye çapında ve uluslararası düzeyde tanınmış bir ekole/markaya dönüştürmesidir.
Tekne yapımcılığını başlatan kişi Girit kökenli Nami’nin Mehmet’tir. İlginçtir ilk teknenin yapılış öyküsü. Nami’nin Mehmet kendisine bir tekne yapmak ister. Muhtemelen çevresinde gördüğü diğer teknelerden esinlenmiştir. Teknenin yarısına geldiğinde babasına gösterir ama babası beğenmez, “ne bu mavnaya benzemiş” der. Mehmet’e ağır gelir babasının bu sözleri, yakmak ister tekneyi daha bitirmeden. Ama arkadaşlarının araya girmesiyle devam eder ve denize indirir bu tekneyi. Neticede suyla da şişen tekne denizde durur. Ama bu Nami’nin Mehmet’i tatmin etmez. Tekne yapımcılığını öğrenmek için Yunan adası Kalimnos’a gider. Orada ustalar bulur, bazı sorular sorar. Ama hiç tekne yapmadığını öğrenen ustalar Mehmet’e yüz vermez. Bu elbette onu durdurmaz. Orada bir Selvi ağacı vardır. Mehmet bu ağaca çıkar ve yeni bir tekneye başlamış Yunan ustalarının nasıl çalıştıklarını izlemeye başlar. Bir süre sonra Türkiye’ye geri dönen Nami’nin Mehmet yeni bir tekne kurar kendisine ve bu sefer başarır. Bu ilk teknesini bir gün denizde dolaşırken karşılaştığı bir Yunanlıya satar. Karşılığında onun aynacı sandalını alır. Yaptığı bu ilk iki tekne aynakıç sandal formundadır. Bundan sonra Nami’nin Mehmet ufak tefek tekne tamirleriyle uğraşır. Bir gün Bodrum’da sünger ticaretiyle de uğraşan Ali Cengiz’den davet alır. Ali Cengiz Güllük’ten Bodrum’a gelip ona bir tirhandil yapmasını istemektedir. Nami’nin Mehmet gelir ve Kumbahçe mahallesinde Ali Cengiz’in evinin önünde bir tırhandil kurar. Atilla adı verilen 10,5 metre boyundaki bu tekne Bodrum’da yapılan ilk tırhandil olur. Sene 1933’tür. Bunu bir başka tekne daha izler ve ardından Nami’nin Mehmet Güllük’e geri döner ve tekne yapımcılığına orada devam eder.
Eğer Nami’nin Mehmet Bodrum’da tekne yapımını başlatan kişiyse, bunu tam anlamıyla yerleştiren de, Nami’nin Mehmet’in yanında kardeşi Ali Kemal’le birlikte Atilla tırhandilinin yapımında çalışmış olan Ziya Güvendiren’dir. Başlangıcı kapı, pencere tamiri işleridir. Ziya Usta, Nami’nin Mehmet Güllük’e yerleştikten sonra İkinci Dünya Savaşı sırasında tekne tamiratı, tekne büyütme ve ufak sandal yapımıyla uğraşır. Bu evre Ziya Usta’nın kendisini yetiştirdiği dönem olarak da düşünülebilir. Yaptığı ilk tekneler, Tepecik Camisinin orada Karakayalıların maddi desteğiyle kurduğu Tepecik ve Güvendiren (adı sonradan Güven olmuştur) tırhandilleri olacaktır. Asıl çıkışınıysa, Bodrum dışından bir gemi inşa mühendisinin getirdiği çizimden bir tekne yaparak yakalayacaktır. Bu deneyimle iyice ustalaşan Ziya Usta, Bodrum’da yapılmış ilk gulet olan Mustafa tratasını denize indirir ve ardından, ilerinin ustaları olacak çıraklarıyla birlikte arka arkaya tekneler, özellikle de süngercilik için sipariş edilen tırhandiller yapmaya başlar.
Nami’nin Mehmet fazla usta yetiştirmemiştir; çocuğu ve torunu devam ettirmiştir onun sanatını. Oysa Ziya Usta, Bodrum tekne yapımına şekil verecek ilk ustaların neredeyse tamamını yetiştirmiştir ve bu yüzden de, ilk başlatan olmamakla birlikte, Bodrum’da tekne yapımcılığının babası olarak görülebilir. Ziya Usta’nın yanından ilk ayrılan ve kendi tekne yapım atölyelerini kurarak kısa sürede kendileri de birer usta olmuş kalfaları, sırasıyla Mustafa Denizaslanı, Mehmet Özyurt, Erol Ağan, Engin Denizaslanı, Ziya Tümay, Ali Kemal Denizaslanı’dır. Bodrum’da tekne yapımcılığının üçüncü aşamasını temsil eden bu ustalar, aralarındaki dostane rekabetin de katkısıyla, ufak tırhandillerden büyük guletlere ve ardından da bugünün mega-yatlarına uzanacak yükselişi başlatmıştır. Onlar da, zaman içinde kendi atölyelerini açarak Bodrum’un tekne ustaları arasında yerlerini alacak birçok kalfa yetiştirmiştir. Böylece Nami’nin Mehmet’in babasının beğenmediği ilk tekne denemesi, elli yıl içinde sayısız tekne ustasının yetiştiği bir sürece yol açmıştır. Yunanistan’da tekne yapımının 1960’larda sona ermeye başlamasıyla bayrak tamamen Türkiye’ye geçmiş ve tekne yapımcılığındaki büyüme böylece daha da artmıştır. Öyle ki, bir zamanlar tekne yapımcılığını öğrenmek için ağaçlara çıkmak zorunda kalmış hırslı bir gencin başlattığı süreç, tüm dünyaya ve başta da Yunanistan’a tekneler satan dev bir sanayiye dönüşmüştür.
Hazırlayan: Ali Kemal Denizaslanı ve Timuçin Binder
Yazan: Timuçin Binder